Bektaşilik: Türkiye’de Alevilik denildiğinde ilk akla gelen isim Bektaşiliktir. Bektaşilik, aslında Hacı Bektaş Veli tarafından kurulduğuna inanılan bir tarikattır. Ancak Hz. Ali ve Ehl-i Beyt sevgisi, tevella (Ehl-i Beyt’i sevenleri sevme) ve teberra (Ehl-i Beyt’i sevmeyenleri sevmeme) gibi Aleviliğin temel esaslarına bağlı oluşları dolayısıyla Bektaşiliğe Alevilik denilebilir. Türkiye’de her Bektaşi Alevi olduğu halde, her Alevi, Hacı Bektaş’ı Horasan Ereni sayıp hürmet etmesine rağmen, Bektaşi değildir. Bu yüzden Köy Bektaşisi, Şehir Bektaşisi ayrımı yapılmaktadır. Köy Bektaşilerine Alevi denildiği halde, Şehir Bektaşilerine Bektaşi denilir.(1)

Alevi yazar Rıza Zelyut’a göre Bektaşilik ile Alevilik arasında bir fark bulunmamaktadır. Ona göre, Hacı Bektaş Veli, Anadolu Aleviliği’nin büyük piridir. Onun genelde kendine özgü bir tarikat veya yol yaratması da yoktur. Büyük pir Alevi’dir. Bu anlamda Bektaşilik sözü yanlıştır. “Derviş Bektaşileri” dediği Bektaşiler de Alevidirler ve aralarında küçük farklar bulunmaktadır.(2)

Bize göre, Alevilik ile Bektaşilik arasında özellikle on altıncı yüzyıldan bu yana bir farklılaşma meydana gelmiştir. Bu günkü haliyle aralarında bulunan ayrılıklardan bir kısmı şunlardır: Her iki grubun temel inançları bir birine benzerlik arz etmekle beraber sosyal yapıları ayrıdır. Kızılbaşlar/Aleviler yüzyıllar boyunca genellikle aşiret çevrelerinden gelen ve kırsal alanda yaşayan gruplar olup, Bektaşiler şehir merkezlerinde yaşayan ve daha çok eğitimli kimselerin oluşturduğu yapıdır.(3) Her iki grup da Hacı Bektaş Veli’yi sevip saymalarına rağmen Aleviler Hacı Bektaş Dergah’ına değil, Peygamber soyundan geldiklerine inandıkları ocaklara bağlıdırlar. Aslında Bektaşilik bir tarikat olduğu için, bu tarikatın yollarına uyan herkes Bektaşi olabilir. Ama Alevilik soya bağlıdır ve ancak ana-babası Alevi olan kişi Alevi olabilir.(4)

Haslok, Aleviler ve Bektaşiler arasında inanç konusu ile ilgili böylesi bir farktan bahseder: Aleviler, Beşinci İmam Muhammed Bakır’dan el tuttuklarını öne sürerlerken, Bektaşiler, pirleri olmak üzere Altıncı İmam Cafer-i Sadık’a bağlı olduklarını iddia ederler.(5) Bunların dışında bir takım ayrılıklar da bulunmaktadır.(6)

Kaynaklar:
1- Ethem Ruhi Fığlalı, Türkiye’de Alevilik Bektaşilik, Ankara 1989, s.9. Bektaşilikle ilgili çalışması bulunan Abdülkadir Sezgin’e göre Alevi kelimesi ile Sünni kelimesi arasında her hangi bir fark bulunmamaktadır. Bkz. Hacı Bektaş Veli ve Bektaşilik, İstanbul 1990, s. 60.
2- Rıza Zelyut, Öz Kaynaklarına Göre Alevilik, İstanbul 1990, ss. 12-13.
3- Irene Melikoff, Uyur İdik Uyandırdılar, trc. Turan Alptekin, s. 29.
4- Mehmet Eröz, Türkiye’de Alevilik ve Bektaşilik, Ankara 1990, s. 52; İlyas Üzüm, Günümüz Aleviliği, İstanbul 1997, s. 4.
5- F.R. Haslok, Bektaşilik Tetkikleri, çev. Ragıp Hulusi, yeni harflere çevirerek kısmen sadeleştiren Kamil Akarsu, Ankara 2000, s. 4.
6- Bu farklar için bkz.: Ahmet Turan, “Anadolu Alevileri-Kızılbaşlar”, OMÜ İlah.Fak.Dergisi, Sayı 6, Samsun 1992, ss. 58-59.

Sayın Dalkıran (Prof. Dr.)