Kuran'ı dinleyerek öğrendi, rakip tanımıyor

Doğuştan görme özürlü İbrahim Altuntaş, küçük yaşta televizyondan dinlediği Kur'an-ı Kerim'e hayran kaldı. O günden sonra Kur'an'ı en güzel okumak için çaba sarf etti. İşe kaset dinleyerek başladı. Zamanla Kur'an-ı ...


Ağaç Şeklinde Aç5Beğeni
  • 3 gönderen Henna
  • 1 gönderen alptraum
  • 1 gönderen oguzhan

  1. Alt 10-31-2008, 19:10 #1
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    Kuran'ı dinleyerek öğrendi, rakip tanımıyor

    Doğuştan görme özürlü İbrahim Altuntaş, küçük yaşta televizyondan dinlediği Kur'an-ı Kerim'e hayran kaldı. O günden sonra Kur'an'ı en güzel okumak için çaba sarf etti.

    İşe kaset dinleyerek başladı. Zamanla Kur'an-ı Kerim'i ezberledi. Küçücük bir çocukken başladığı bu manevi yolculuktaki gayretlerinin karşılığını üç kez Türkiye hafızlık yarışmasında birincilik kürsüsüne çıkarak aldı. 2000 yılında Suudi Arabistan'da yapılan ‘Uluslararası Kur’an-ı Kerim'i Okuma ve Hafızlık' yarışmalarında da Türkiye'yi temsil etti. 30 yaşındaki hafız Altuntaş, istekli olmaları halinde herkesin Kur'an'ı rahatlıkla okuyabileceği görüşünde. “Ama önemli olan zamanı verimli kullanmak ve sistemli çalışmak.” diyor. Açıköğretimle liseyi tamamlayan Altuntaş, şimdi bilgisayar desteğiyle üniversiteye hazırlanıyor.

    Annesinin hamileliği döneminde yapılan yanlış bir iğne sonucu daha dünyaya gelmeden kapanmış İbrahim Altuntaş'ın gözleri. O, karanlık dünyasını Kur'an'la aydınlatmış. Gözlerinin görmemesini bir eksiklik olarak görüp hayata küsmek yerine ALLAH'ın verdiği diğer duyu organlarını en verimli şekilde kullanarak kalp gözünü açık tutmuş. 13 yaşındayken TRT programlarında dinlediği hafızlardan etkilenerek, Kur'an-ı Kerim öğrenmeye merak salmış. O günlerde hafızlık hayali kuran Altuntaş, televizyondan hafızların seslerini kasetlere alarak ezberlemeye başlamış. Sonra hafızlık yarışmasında Türkiye'yi temsil edecek konuma gelmiş.

    Altuntaş bu süreci şöyle anlatıyor: “TRT'deki hafızların seslerini kasetlere kaydettiğim dönemde ailem benim Kur'an'a olan ilgimi gördü. Bana Kur'an kasetleri aldı. 3 yıl boyunca sürekli olmasa da aralıklarla bu kasetleri dinledim ve ezberledim. Bir yıl boyunca da sürekli tekrar yaptım. İstanbul'da merhum İsmail Biçer'in talim derslerine katıldım. 16 yaşında hafızlığımı dinlettim.”

    Daha sonra kabartma yazı ile Kur'an'ı okumayı da öğrenen genç hafız, bu tekniği ise bir vesileyle Niğde'ye gidince öğrenmiş. İlkokulu ve ortaokulu kabartma yazı sayesinde bitirmeyi başaran Altuntaş, 1999 yılında Bursa'da Osmangazi Müftülüğü'ne bağlı bulunan Kamberler Camii'nde müezzinliğe atanınca liseyi de dışarıdan okumuş. Lise eğitimini de başarıyla tamamlayan Altuntaş, şimdi ilahiyat okumak için bilgisayar desteğiyle üniversite sınavına hazırlanıyor.

    1999 yılında ‘En iyi Kur'an Okuma ve Hafızlık Yarışmasına katılan âmâ Kur'an bülbülü, katıldığı ilk yarışmasında Türkiye birincisi olunca, 2000 yılında Suudi Arabistan'da yapılan yarışmada Türkiye'yi temsil etti. Yine 2001 yılında yapılan ‘Türkiye En İyi Kur'an Okuma ve Hafızlık Yarışması'nda da birinciliği kimseye kaptırmayan Altuntaş, 2006 yılında da birincilik kürsüsünden inmedi. Ekim ayının ilk haftasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Ankara Kocatepe Camii'nde yapılan yarışmada üçüncü kez ‘Kur'an-ı Kerim'i En Güzel Okuma Yarışması'nda birinci olan genç hafız, ulaşılması güç bir rekorun da sahibi oldu.

    Kur’an’ı görerek okuyanların ne hissettiğini bilmiyorum..

    Bu yarışmaya gelene kadar ilçe birinciliği, il birinciliği ve bölge birinciliği kazandığını, yarışmaya ise Bursa bölgesini temsilen katıldığını belirten Altuntaş, “Yaşamadığım için görerek Kur'an okuyanların ne hissettiğini bilmiyorum. Benim hissettiklerimi lisanla tarif etmek çok zor. Adeta okuduğunuz ayetlerin içine giriyorsunuz. Dünyayla alakanız tamamıyla kesiliyor. Rabbinizle münasebet içerisinde olduğunuzu biliyorsunuz. Sanki direkt sizinle konuşuyor. Sanki beni dinleyenlerle benim vasıtamla konuşuyor. O duyguyu yaşamak gerekiyor.” diyor.

    Hafızlık için insanlar çaba sarf etmeli..

    Altuntaş, hafız olmak isteyenlerede şu tavsiyelerde bulunuyor: “Hafızlık için insanlar çaba sarf etmeli. Ama Türkiye'de genel bir sorun var. Mesela insanlar musiki dersi alabilmek için yeteneği var mı yok mu diye bir testten geçiyor. Bu test hafızlık için de geçerli olmalı. Bir de Kur'an'ın lezzetini alamayan insanlar hafızlığı düşünmüyor. Kur'an'ı tanırsa insanlar hafızlığı düşüneceklerdir. Çünkü bu çok büyük bir nimettir.”



    alıntı

    alptraum, oguzhan ve N u M a N bunu beğendiler.
  2. Alt 10-31-2008, 20:28 #2
    alptraum Mesajlar: 38.105
    Blog Başlıkları: 28
    Alıntı:
    Kur’an’ı görerek okuyanların ne hissettiğini bilmiyorum..

    Sanirim her durumun lezzeti farklidir böyle görme engelli bir kardesimizin Bu Kuran cabasi, onu bu aski meskinde en güzel kübralarda görmesi, belkide gören bir kisiden kat kat evladir. Rabbim gücünü artirsin insaallah.

    Henna bunu beğendi.
  3. Alt 11-01-2008, 00:45 #3
    oguzhan Mesajlar: 1.372
    Blog Başlıkları: 1
    Maasallah Ne güzel ne hayirli, rabbim herkese iman kuvveti versin. Inanc tam olunca engellerde bir bir asiliyor iste en güzel kaniti... Rabbim Ayni azmi Ayni imani Ayni tutkuyu Cümle Ehli Müslüman kardeslerime nasip eylesin..

    Henna bunu beğendi.
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.