Peygamberimizin ( s.a.v ) gençliğinde, Mekke’deki kervan sahipleri arasında, en iyi ve en doğru kervancının hangisi olabileceği konusunda tartışma çıktı. Kervan sahipleri, genelde Peygamberimizin ismi üzerinde yoğunlaşırken, Ebu Cehil, bu duruma karşı çıktı. Herkes gibi, Peygamberimizin de, bolca deve verilince değişeceğini, iyiliği, doğruluğu bir tarafa bırakacağını söyledi. Ebu Cehil’in planı hazırdı.

Ebu Cehil, Peygamberimizi çağırdı:
- Şam’a gitmesi gereken bir kervanım var. Bu iş için, sana altı genç deve veririm, dedi.

Bunun üzerine Peygamberimiz:
- Kervanı Şam’a götürürüm ama altı genç deve çoktur. İki genç deve yeter, dedi.
- Olmaz, Muhammed, ya altı deve ya hiç. Hem bak bu işi kabul etmezsen kötü olur, çünkü hiçbir kervan sahibi seninle çalışmayacak. Öyle değil mi, arkadaşlar?

Kervan sahipleri, Ebu Cehil’i onaylayınca, Muhammed:
- Ben evdeyim! Kervanlarınız için, eski tarife devam ediyor. Sağlıklı ve mutlu kalın, dedi ve oradan ayrıldı.

Böyle bir sonuçtan sonra, Ebu Cehil ile Peygamberimizin arası bozuldu. Diğer kervan sahipleri, birkaç gün sonra evine giderek Peygamberimizden özür dilediler ve Ebu Cehil’in oyununa geldiklerini söylediler. Peygamberimiz, onların özrünü kabul etti ve tekrar kervan taşıma işine döndü.

Yazan: Serdar Yıldırım