Ailede İletişim ve Çocuklar   Konuyu açan: kipchak   İlk Mesaj: 05-31-2008 (20:08)   Son Mesaj: 05-31-2008 (20:08)    Cevap: 0    Gösterim: 1878  

Ağaç Şeklinde Aç1Beğeni
  • 1 gönderen kipchak

    05-31-2008

    Ailede İletişim ve Çocuklar

    Ailede İletişim ve Çocuklar
    Dr. Hasan AYDINLI


    * Aile içi iletişim bozuklukları, aile fertlerine ve aile bağlarının
    zayıflamasına nasıl tesir eder?
    * Aile içi iletişimin iyi veya menfî olması, çocukların ileride kuracakları yuvalara nasıl yansımaktadır?
    * Fertler arası iletişimi iyi olmayan ailelerde yetişen çocukların ruh dünyalarında, davranışlarında ve duygularında ne gibi problemler
    oluşabilmektedir?
    * Aile içi iletişimde dikkat edilecek bazı hususlar…
    * Aile içi iletişimi bozan kişilerin belli başlı vasıfları…


    Aile; fert ve toplum için önemli bir müessesedir. Toplumun temel dinamiklerinden olan bu müessesenin sağlıklı işleyip işlememesi, onu oluşturan fertlerin günlük hayatına ve ruh sağlığına müspet veya menfî tesir eder. İdeal mânâdaki aile modelinde, fertlerin mutlu ve huzurlu olmalarının yanı sıra, rol dağılımı ve karşılıklı münasebetlerde de çoğunlukla problem yaşanmaz. İdeal mânâdaki ailelerde, daha çok ulvî ve mânevî değerler (güzel ahlâk, Allah (cc) için sevme, dinî hayat) ön plânda olup, kişiler arası münasebetlerde maddî değerler (para, sosyal statü) arka plânda kalır.

    Her ailede az veya çok diyalog aksamaları olabilmesine rağmen, mânevî değerlerin ön plânda olduğu ailelerde, vahim problemler daha az yaşanır. Bu problemlerin devamlılık kazanması halinde, aile içindeki huzursuzluk giderek artar. Bu sebeple aileyi tesis eden fertler, ailenin sağlıklı ve huzurlu bir yapısı olması için, bu konuya dikkat etmek zorundadırlar. Aile içi münasebetlerde iletişim çok önemlidir. Aileyi, yaşayan bir organizmaya; sinir sistemimizi de aile içerisindeki iletişime benzetirsek, durum daha iyi açıklanır. Sinir sistemimizde olabilecek bir problemde organizmayı meydana getiren unsurların işleyişi ve birbiri ile olan bağlantısı bozulur. Bu unsurların normal uyarı alması, hissetmesi, uygun tepki vermesi ve hayatî fonksiyonları aksar. Benzer şekilde aile içinde oluşabilecek iletişim bozukluğu, aileyi oluşturan her ferde derinden tesir ederek, aile bağlarının zayıflamasına, aile fertlerinin birbirinden uzaklaşmasına, yanlış anlaşılmalara, aşırı ters tepkilere ve gereksiz strese sebep olabilir.

    Zaten günümüz ailesi; tv, bilgisayar, ekonomik güçlükler, yoğun çalışma şartları, şehir hayatı, alkol ve uyuşturucu ile gelen ferdî zaafiyet ve yalnızlık, kişisel gelişim ile ön plâna çıkarılan ferdiyetçilik gibi iletişim problemlerine yol açan unsurların tesirindedir. Bu sebeple aile fertlerini birbirinden koparan ve ailede diyalog aksamasına yol açan bütün bu olumsuzlukların yaşandığı günümüzde, aile bağlarını kuvvetlendiren ve aileyi bir arada tutmaya yardımcı olan aile içi iletişim daha da önem kazanmaktadır.

    Aile içinde iletişimi bozan kişilerde; çabuk öfkelenme, hemen tepki verme, duygularını kontrol edememe ve ben merkezli bir bakış açısı gibi özellikler görülebilir. Gerek aileyi dıştan tesir altına alan, gerekse ferdin hatalarından kaynaklanan bu faktörler, aile içi münasebetlerde önemli zorluklara yol açabilmektedir.

    İletişim aksamalarının çocuklara tesiri
    Sağlıklı olmayan aile içi iletişim, aileyi oluşturan üyelerin, özellikle de çocukların maddî-mânevî sıkıntılarını artırdığı gibi, sağlam bir aile içi iletişim zemininde yetişen çocukların da beden ve ruh sağlıkları daha iyi olur. Çocuğun anne karnındaki ilk aylarından itibaren, duyarak veya hissederek, içinde bulunduğu aile ortamının; onun ruh dünyasına, davranışlarına, karakter gelişimine, şuuraltına ve hayattaki konumuna tesiri vardır.

    Anne-baba çocuk arasındaki konuşma tarzı, beden dili, ses tonu ve kelime seçimi iletişimin temellerini oluşturur. İletişimdeki örnek modeli Yüce Nebi'de (sas) görmekteyiz. Efendimiz (sas) zevcelerine karşı hiçbir zaman kötü söz söylememiş, onları rencide etmemiş, her konuda olduğu gibi bu konuda da bizlere örnek olmuştur. O (sas) aynı zamanda çocuklarla şakalaşarak, onları sırtında dolaştırarak bizlere çocuklarla ilgilenmenin ehemmiyetini göstermiştir.

    Efendimiz'in (sas) mübarek hanelerindeki çocuklar, hoşgörü, sevgi, ilgi ve şefkat ikliminde, ideal bir iletişim ortamında yetişmişlerdir. Hadîslerde, eş ve çocukların birer emanet olduğu ifade edilerek onlara karşı şefkat ve merhamet ile yaklaşılması söylenmektedir. Ayrıca Kur'ân-ı Kerim'de tatlı dil (kavl-i leyyin) ile konuşulması ifade edilmektedir. Tatlı dil birçok problemi oluşmadan çözmeye vesile olur. Bunun yanı sıra bir müminde hâl-i leyyin ve tavr-ı leyyinin de olması onu insanlar arasında daha seçkin hâle getirir. Kur'ân-ı Kerim'de; "O'nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de: Kendilerine ısınmanız için, size içinizden eşler yaratması, birbirinize karşı şefkat var etmesidir. Elbette bunda düşünen kimseler için ibretler vardır." (Rûm, 21) buyrularak, eşler arasında bir sevgi ve şefkatin bulunduğu belirtilmiştir.

    Anne-babalar, kendi aralarındaki en küçük diyalog bozukluğunun bile hemen farkına vararak bunu düzeltmeli ve çocuklarının bundan menfî tesir görmelerine izin vermemelidir. Şunu unutmamak gerekir ki, çocukların, anne-baba arasındaki münasebetlerde erişkinlerin fark edemediği birçok ayrıntıyı fark ettikleri bir gerçektir. İletişim yanlışlıklarının süreklilik arz etmesi durumunda, çocukların şuuraltında telâfisi mümkün olmayan izler ve kirlenmeler oluşabilecektir.

    Fertler arası iletişimi iyi olmayan ailelerde yetişen çocukların ruh dünyalarında, davranışlarında ve duygularında bazı problemler oluşabilir. Böyle bir aile ortamında büyüyen çocukların; içe dönük, öz güven eksikliği yaşayan, daha az iletişime giren, kaygılı, insanlar arası münasebetlerde başarısız, sosyal yönü sıkıntılı, şiddete eğilimli, ve bazı davranış bozuklukları olduğu bilinmektedir. Hele hele ciddi mânâda aile içi çatışmaların ve şiddetin olduğu bir ortamda büyüyen çocuklarda; davranış bozukluğu ve depresyon gibi önemli ruhî problemler oluşabilmekte, korku ve kaygılar artmakta ve zamanla tırnak yeme, alt ıslatma, dikkat eksikliği gibi durumlar oluşabilmektedir.

    İletişimdeki seviyeyi anne-babanın belirlediği ailede, anne-baba arasındaki iletişim, çocukların davranışlarına, his ve düşüncelerine de tesir edebilir. Anne-baba arasında iyi bir diyalog varsa, çocukların kendi aralarındaki diyaloğun da iyi olduğu görülür. Daha tepkili davranan, hoşgörü ve müsamahayı daha az gösteren çocukların, ailelerindeki diyalog bozukluklarının tesirinde kaldıkları düşünülmektedir.

    Anne ve babalar, çocuklarının sadece bugününe değil, gelecekte kuracakları yuvanın aile içi münasebetlerine de tesir ederler. Her fert, anne-babasından gördüğü modeli şuuraltında muhafaza eder ve gelecekte kuracağı kişiler arası münasebetlerde bunları açığa çıkarır. Çocuklar, anne-babalarından nasıl bir tepki, tavır ve davranış gördüyse anne veya baba olduklarında, bunları kendi çocuklarına gösterirler. Bu mânâda çocuklarımıza iyi örnek olma durumundayız.

    Aile içi iletişimin ideal seviyede olması; özgüveni yerinde, kendini iyi ifade eden, sosyal olarak kendini ortaya koyabilen, insanlar arası münasebetleri güçlü, daha mutlu ve huzurlu nesillerin yetişmesine yardımcı olur. Fertler arasında iletişimi iyi olan ailelerde yetişen çocuklar; daha az şiddete başvurmakta, ergenlik döneminde daha az problem yaşamakta ve bu çocukların sözlü beceriyle, problem çözme kabiliyetleri daha iyi olmaktadır.

    İletişimde dikkat edilecek hususlar
    Anne-babaların kendi aralarında ve çocuklarıyla diyalog kurarken dikkat etmeleri gereken bazı önemli hususlar vardır. Bunların en başında konuştuğumuz kişinin ahsen-i takvime mazhar olarak yaratıldığı düşüncesi vardır. Bu husus, sürekli hatırda tutulursa hatalar en aza iner. Karşıdaki insanın duygularını ve ruh halini bilerek diyalog kurmak gerekir. Gergin ve sinirli halde bulunan kişilerle, sakinleşmelerinden sonra iletişim kurmak gerekir. Gergin bir ruh hâlinin tavırları bozduğu unutulmamalıdır.

    Diyaloglarda olumlu şeyleri görmeye çalışmak gerekir. Bu konuda, "Güzel gören, güzel düşünür; güzel düşünen, hayatından lezzet alır.'' düsturu hiçbir zaman hatırdan çıkarılmamalıdır. Hatalar dolaylı olarak ifade edilmelidir. Konuşmadaki ses tonunun karşıdaki kişide olumlu tesir bırakmasına dikkat edilmelidir. Daha çok dinleyen, destekleyen ve karşıdakinin sözünün bitmesini bekleyen bir tutum izlenmelidir. Günlük hayattaki davranışlarla insanlara, sevildikleri ve takdir edildikleri hissettirilmelidir.

    Karşıdaki kişinin mizaç özellikleri hesaba katılıp, içinde bulunduğu durum hakkında empati kurularak konuşulmalıdır. Sürekli tatlı dil ve güler yüz ile konuşmanın karşıdaki kişiyi rahatlattığı ve onun tepkilerini yumuşattığı unutulmamalıdır. Göz teması kurup ideal bir ses tonu ile konuşarak karşıdaki insana değer verildiği hissettirilmelidir. Ani karar ve tepkilerden kaçınılmalıdır. Yersiz meselelerin konuşulmasına engel olunmaya çalışılmalıdır. Diyaloğun aksadığı durumlarda, tekrar düzeltilmesi ve eski hâline getirilmesi sürekli karşı taraftan beklenmemelidir. Meseleler karşısında çabuk öfke gösterilmemelidir.

    Dedikodu, gıybet ve eleştiriden kaçınarak bu tür iletişim hastalıklarının aile içinde yayılmasına izin verilmemelidir. Bu türlü hataların aile içi iletişimi bozduğu unutulmamalıdır. Aynı şekilde gurur ve kibir gibi kişilik arızalarının, karşıdaki insanı uzaklaştırdığı unutulmamalı, tevazu ve hoşgörü içinde bulunulmalıdır.

    Kitap okuyan kişilerin iletişimde daha başarılı olduğu hesaba katılarak, düzenli kitap okunması için zaman ayrılmalıdır. Özellikle son zamanlarda ''moda'' olan bazı tv dizilerinde görülen menfî iletişim tarzlarından çocuklar korunmalıdır. Aile içinde birlikte geçirilen zamanların yeterli olmasına, her ferdin kendini yeterince ifade etmesine ve ortak paydaların oluşmasına dikkat edilmelidir.

    Özellikle büyükanne ve büyükbabaların aile içi diyaloglarda olumlu tesirleri çoktur. Onlara duyulan saygı ve sevginin aile içi tepki ve tavırlarda tesirli olduğu bir gerçektir. Bu sebeple aile içindeki büyüklerin sözlerini dinleyerek onlara gereken saygı ve sevgiyi göstererek çocuklarımıza iyi örnek olmalıyız. Çocuklarımız anne-babaya nasıl davranılması gerektiğini bu şekilde daha iyi öğrenecektir.

    Aile içi şiddetin aile bağlarını sarstığı ve şiddete uğrayan fertleri aileden kopardığı; aşırı kaygı, kuşku ve müdahalenin menfî iletişime sebebiyet verdiği hiçbir zaman unutulmamalıdır.


    Netice
    Ailede ideal iletişimi sağlayarak, bunu çocukların model almasına vesile olmak, her anne babanın görevidir. Unutulmamalıdır ki, yaşanarak öğrenilenlerin tesiri, yıllarca devam edebilmektedir. Yüzyıllardır pekişmiş iletişim kültürümüzü yeni nesillere aktarmak ve onların bu değerleri en güzel şekilde temsil etmesini sağlamak bizim vazifelerimiz arasındadır. İnsanların birbirinden uzaklaştığı, ferdiyetçiliğin ön plâna çıktığı, menfî iletişim modellerinin örnek gösterildiği günümüzde, öz değerlerimize; fert, aile ve toplumun büyük ihtiyacı vardır.


    [SES]http://www.sizinti.com.tr/dosyalar/sesler/64kbps/316/995.mp3[/SES]

    themadwarrior bunu beğendi.



    Ailede İletişim ve Çocuklar Yorumları