Hayatı mümkün kılan tek şey ölüm.Ölümün dışarıda bekletildiği bir hayat ise kesinlikle yaşamsal enerji üretmekten yoksun.İlginç bir denklem ama hakikate dair esaslı bir parça bu.
Baudrillard, modern insanın ölümden kaçışını ve yaşamı nasıl gerçeklikten uzaklaştırdığını anlatırken haklıydı.İlkel insan ölüsünü evinin içine gömüyor,yaşadığı yerde ölüsüyle birlikte yaşamaya devam ediyordu.Ölünün gerçekliğine denk ölüm kadar gerçek olan bir yaşamı sürdürüyordu.
Şimdi ölüler kentlerin dışına götürülerek görünmez kılınırken, bir akıbet olarak ölüm sözcük düzeyinde bile sürekli sansüre uğruyor.İyi yaşam,sağlıklı yaşam ve beden fetişizmi üzerinden mümkün kılınmak istenen ise yaşamın kendisi olmaktan çıkmış bir yaşamdan başkası değil.
Ali Aydın