[SES]http://Parkingmusic.com/files/AdaLiLar - Huzun Sesi.mp3[/SES]

Mihrabına geldim ey aşk!
Tut beni harf harf.

Kıblesiz bir aşkla recmetme beni. Üç harfe sığdır ömrümü, felaha çıkar gönlümü. Kapından çevirme beni, Taptuk misali. Kırk yıl, gönlüne yüz sürmeden kapına odun taşımaya hazır bu yürek, Yunus misali. Aşkının dervişliğine kabul et beni.

Gece.

Suskun çığlıklar bastırıyor kör karanlığı. Bir mum misali aydınlat karanlığımı. Nurunu saç damla damla suretime. Alma beni senden, verme beni bana. Hep sende kalayım ben. Rükûlarda sevdim seni ben. Kıyamlara sığdıramadım gönlümü. Secdelerde boşalttım ömrümü. Bir hüzün yükledim heybeme. Karşılığında seni verdim ben! Üstü sende kalsa ne çıkar, alacağımı aldım ben.

Aşkın iç ceplerine bak, beni bulmak istersen. Dar vakte saklanmış iki sarı lira gibiyim ben. Darlığını ferahlatmak adına binlere bozuldum. Tümlüğümün işe yaramazlığı parçalanınca farklılaşırdı belki. Hâlbuki kaç parçaya ayrılırsam ayrılayım üzerime seni aldım ben.

İntiharını yaz harf harf.
Cümleleştir beni ve kendini as.

Ölümün soğukluğu üzerine düştüğünden beri, toprağına kokumu sürdüm. Bensiz olamazdın ya hani. Ney deva eylese içime. Her tınıda seni çeksem gönlüme. Neyzen üflese, sen hep sussan ben seni dinlesem kulaklarımca. Dudaklarımaysa hiç dokunma!

Yâd eyle ellere beni!
Sor sonra aynalara kendini.

Kendine bakmaktan korkardın sen. Bana sen bak derdin, kendi gözlerim bile değmesin bana! Değmedi hiçbir göz sana. Nazar nedir bilmedin sen. Bir çift mavi gözdü nazarlığın senin, ezelden.

El açtım şimdi sana, cümleleştin dilimde, kendini astığın harflerle. Sakın dönme gittiğin yerden, geleceğim ben sana, herkesin dönüşü oraya!


İçine çek beni tek nefeste
Sana doğayım ben.

Dünya soğukluğunu hisseden, cenin misali, ortalığı inletmeli ağıtlarım. Erken doğdum ben sana. Cümlelerimin hafifliğini küvezlerde bıraktım. Yaşam ünitesine bağlı damarlarımdan sen geçtin hep. Ritmik kalp atışlarıma inat, düzensiz bir sevda yaşadı gönlüm. Neresinden tutsam elimde kalıyor bu sevda. Ritmik hale sokmak bir ömür istiyor adeta.

Ellerimi bağladım göğüs hizamda
Kurşun sıkılmış söz söz satırlarıma.

O'na varabilmek adına önümde koca bir taştın sen. İmtihanım olman hep bu yüzden. Yolumdan kaldırmam lazımdı seni. Sen beni kaldırdın gönlüne doğru, taşlaştım şimdi ben. Yüreğimi geri ver senden. Ya da boş ver sende kalsın içimin diğer yarısı da.

Uzletime ortak et kendini
Ve kus beni içinden.

Gidiyorsun şimdi, her adımına bir harf düşüyorum karalama kâğıtlarıma. Anlamlı cümleler yazdıracak şekilde at adımlarını. Önce 'A' sonra 'Ş' ve son adımını 'K' ya doğru at. Aşk olsun gidişinin adı.

Üzeri tozlanmış sandık gibiyim. Ara sıra açılıp yâd edilmek istiyor kalbim. Sahi, uğrak verir misin tozlu benliğime. Kapağımı kaldırmayı kaldırabilir mi yüreğin. Ağır gelirdim sana ben, hâlâ öyle miyim?

Rüzgârlar getirsin ağıtlarımı sana
Es bana senden yana, es bana!

Gözlerindeki yaşları sal rüzgârlara, bir fısıltıyla gelsinler bana. Yanaklarım alıştı nasılsa tuzlu yağmurlara. Kulaklarım sesine doysun rüzgârlarla. Bedenini al, ruhunu bırak bana.

Dilimde tekilleşen bir cümleydin sen, ünlü düşmesine uğramış şimdi kalbim, rüzgârlar düşürmüş ismini yüreğimden. Eğilip almaya mecalim yok yerden. Üzerimde pot duran bir elbisesin şimdi, gidişlerini ne kadar içeri alsam da bana hep bol geldin sen!

Gülüşlerimi arıyorum nicedir, sende kalan bir kalbim var biliyordum, gülüşlerimi de paketleyip koymuşsun bavuluna. Kilit vurduğun dilim konuşmaz belki sana, bakışlarım yeter mi isteğimi anlatmaya. Geri ver gülüşlerimi, sana ait olmayanları geri var bana.

Gelme bana
Bıraktığın yerde değilim!

Biletimi kesti bu sevda senden yana. Gitmek istese de kalanlığa yazgılanmış yüreğim, çarmıhlara çivilenmiş bıraktığın yerde benliğim. Elini sürdüğün her yerim yıkılıyor bedenimde. Toprağa doğru yol almakta senliğim. Gel bana, bıraktığın yerde çivilenmiş yüreğim!

Sağıma dönüyorum hayalin
Solumaysa çoktan yazgılanmış yüreğin!

Ne saplantı, ne bağımlılık, ne alışkanlık kelimeleri sıralayabilir yazgımızı. İmkânsızlıklar içinde vurgun yese de her yerinden bu sevda, sürgün bitecek elbet, geleceksin yine bana.
Bıraktığın gibi bulacağını sakın sanma. Her gidişinde daha çok örselendi ruhum.
O'na varabilmek adına seni geçebilme yetisine sahip olabilseydim ben, Yunus misali kırk yıl odun taşımaya hazırdım kapına. Taptuk misali kırk yıl yüzüme bakma, gam yemem ben.

Haddini aşmasın boyundan büyük cümleler
Geçtim seni, geçeceğim bu yeter.

İçine düştüğüm cümleler hep seni anlatıyor belki, dilime sürdüklerimde sen varsın, ne kadar kaçsam da adım adım, durduğum yerde seni arıyor gözlerim. Her nefeslenişimde içime çektiğim senmişsin gibi, boğuluyor cümlelerim. Ah unutmak bu kadar zor olmasaydı keşke. Yükü omuzlarımı bunca çökertmeseydi, duruşu sensizlikten bozulmuş bir tümceyim şimdi dillerde. Rezil rüsva ettin beni âleme. İsmim gezdi hep hayâsız dillerde.

İçime sen kaçtın
Çıkarabilene aşk olsun!


Uyu şimdi bir masal yorgunluğuyla. Cüce devler korkutmasın seni rüyalarında! Üç nokta koy isminin başına, seninle hayat bulduğuna inanan benliğim senden öncesi olduğunu da kabullensin. Senden öncede vardım ben, senden sonra da hüküm süreceğim.

İçimde tarif olunmaz bir acı, sayfalara sürgün yese de kalemim, yine de anlatmaya yetmez ucuna asılan cümleler. Başka bir lügatte acıyor kalbim.

İçime, silinmez mürekkeple yazılmışsın sen, hiçbir silgi silemez artık seni benden.

Çizgimi çektim sana, silinmez oluşun üzerini karalamama engel değildi.

Geldiğin gibi gittin benden. Bense seni geçip menzile ulaşma yolunda divaneliğe büründüm hepten.

İçime kaçan seni hiçbir cümle çıkaramıyor benden!

GÜLNAZ ELİAÇIK
5 AĞUSTOS 2008