MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, Türkiye'nin 12 Haziran 2011 seçimleriyle yeni bir sürece gebe olduğunu ifade ederek, ''Bu süreç, anayasal sürecin ışığında parlamenter, demokratik rejimden, başkanlık sistemi gibi rejimlere de geçişin önünü açacak'' dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında Sivas'a gelen Ekici, parti binasında düzenlediği basın toplantısında, 12 Haziran'da yapılacak genel seçimin önemini vurguladı.
Türkiye'nin, 12 Haziran 2011 seçimleriyle yeni bir sürece gebe olduğunu savunan Ekici, ''Bu süreç, anayasal bir süreç olarak başlatılacak, giderek anayasal sürecin ışığında, parlamenter, demokratik rejimden, başkanlık sistemi gibi rejimlere de geçişin önünü açacak'' ifadesini kullandı.
Anayasa'da yapılacak değişikliklerle mozaik kültürünün egemen kılınacağı, yani tek milletli ve tek devletli anlayıştan, mozaik kültürü, çeşitlilik ve çok kültürcülük üzerine kurulu bir düzenin oluşturulacağını öne süren Ekici, ülkücülerin bu sürecin farkında ve bu sürece dur demek için hazır olduğunu söyledi.
Milli endişeler taşıyan, siyasi görüşü ne olursa olsun herkese MHP'nin kapısının açık olduğunu ifade eden Ekici, ''Bu bize Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin emridir, biz bu talimatı da yerine getiriyoruz'' dedi.
Türkiye'nin kritik bir süreç yaşayacağı görüşünü dile getiren Ekici, şöyle devam etti:
''Artık ülkemiz öyle bir tehdide itildi ki tehditler o kadar renkli, cafcaflı bir şekilde sunulmaya başladı ki gerçekler farklı, olgu farklı, algılama farklı hale getirildi ki artık bu sürece 'dur' dememiz lazım. Bu sürece Sivaslısıyla, Yozgatlısıyla, Çorumlusuyla, Hakkarilisiyle, Edirnelisiyle 'dur' diyecek yeni bir milli duruşun ve anlayışın inşa edilme zamanıdır. Görevim bundan ibarettir, davetimi tekrarlıyorum. Hangi siyasi partide olursa olsun, hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun, hangi inanç grubundan, hangi mezhepten, hangi sosyal topluluktan olursa olsun, bu milletin geleceği ile ilgili endişe duyan herkesi Milliyetçi Hareket Partisi'nin ev sahibi yapmaya hazır olduğumuzu tekrar beyan ediyorum. Bu çok açık bir davettir.''
-BAŞBAKAN ERDOĞAN'A ELEŞTİRİ-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Eğer seçim sonunda ikinci parti çıkarsak, ben bırakıp gideceğim'' açıklamasını anımsatan bir basın mensubunun, ''Bunu nasıl yorumluyorsunuz?'' sorusu üzerine Ekici, şunları söyledi:
''Sayın Başbakan kaçacak zaten, Sayın Başbakan'ın bir seçim kaybetmesine gerek yok. Sayın Başbakan bütün dünyasını 2012'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine endekslemiş durumda. Yani Sayın Başbakan'ın AKP'nin çok oy almasını, genel başkan sıfatıyla istediğini biliyoruz ama Sayın Başbakan'ın ajandasında AKP'yi bırakarak, Çankaya Köşkü'ne ve başkan olarak çıkmak istediğini de biliyoruz. Dolayısıyla Sayın Başbakan'ın sözünü biz sadece siyasete ilke koyan bir insanın siyasi kararlılığı olarak algılamıyoruz, zaten gitmek istediğini ifade eden bir adamın bilgisi olarak söylüyoruz.''
-ÜLKÜCÜLERİN AK PARTİ'YE KAYDIĞI İDDİALARI-
Bir gazetecinin, AK Parti Sivas İl Başkanı Burhanettin Kuru'nun, geçen günlerde ''MHP, BBP ve ülkücü tabandan AK Parti'ye kayma olduğu'' yönünde açıklamasını anımsatması üzerine ise Ekici, şöyle konuştu:
''Milliyetçi, ülkücü dünya görüşüne inanmış bir insanın, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ortaya koyduğu açılımları görerek, bu partide yer alabileceğini düşünmüyoruz. Bir defa böyle bir şey olamaz. Yani kalkacaksınız, 'demokratik açılım' başlığı altında Türkiye'nin bölünme planını hayata geçireceksiniz ve ülkücüler size iltifat edecek. İl Başkanı rüyasını ifade ediyor size ama bu ham bir rüyadır. Sayın Başkan'ın sırtı açıkta kalmış anlaşılan.
Ülkücülük şerefiyle şereflenmiş herhangi bir insanın AKP'de bulunması, onun ideolojik terbiyesi icabı mümkün değildir. MHP'ye veya ülkücü harekete oy veren kesimlerden geçmiş dönemlerde oy aldıkları doğrudur, referandum süreci bunun bir parçasıdır ama referandum sürecinde bu millete ve özellikle ülkücülere nasıl yalan söyledikleri, nasıl kandırdıkları da ortada bir husustur. Dolayısıyla AKP'nin Sivas İl Başkanı'na saygılarımı sunarak gördüğü rüyanın onu yanılttığını söylüyorum. Ülkücülerin toplanma adresi ve merkezinin neresi olduğunu, ülkücüler çok iyi bilir. İşte dostluk ve kardeşlik, işte barış adında açılım yapan, Abdullah Öcalan ile pazarlık yapan, bu ülkenin kaynaklarını peşkeş çeken, fakir fukara hakkını kendi yarattığı yeni zengin sınıfına yediren bir anlayışta ülkücüler bulunmaz, bu konuda son derece emin olarak söylüyorum.''
